Navigasyon |
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
Enerji Tasarrufu Haftası
(Ocak Ayının 2. Haftası)
Enerji Tasarrufu
|
Kullanırsak Enerjiyi Yeterince
Elektriksiz Kalmayız Her Gece
Tasarrufu Kutsal Bilerek
Hepimiz Erişmeliyiz Bu Bilince
Karaelması Çıkarmak İçin Yeryüzüne
Çoğunun Yükseliyor Ruhları Gökyüzüne
Ölçülü Yakmaz,Kullanmazsak Kömürü
Nasıl Bakarız Madencinin Yüzüne,
Milyarlarca Dolar Veriyoruz Petrole
Dayanılmaz Bu Korkunç Bedele,
Eğer Bitmezse Bu Savurganlık
Sonra Muhtaç Oluruz Yaban Ele
|
Enerji ve Tasarruf
|
Enerji ne, tasarruf ne bilelim:
Temelidir uygarlığın, insanın.
Güçlükleri üstümüzden silelim,
Enerjiyi tutumluca kullanın.
Enerjiyi elde etmek inan zor,
Hep insanlık enerjiye bakıyor.
Boşa harcanınca içim sızlıyor,
Enerjiyi tutumluca kullanın.
|
Enerjide Tasarruf
|
Boşa yanan kömürün,
Ocak ile fırının,
Dumanını yel alır,
Parasını el alır.
Benzin,mazot,gaz yağı,
Şimdi tasarruf zamanı.
Savurganca harcama,
Ellere muhtaç olma.
Çok üretip az harca.
Rastgele lamba açma,
Suyu boşa akıtma,
Geleceğini unutma. |
Tasarruf Ne Güzeldir
|
Haydi koş, bir, iki, üç...
Gereksiz yanan ampuller,
İsraf etmeyin enerjiyi diyor.
Onu yeniden sağlamak güç...
Bak, musluk ağlıyor,
Tamir et beni diyor.
Ah, çöp kutusundaki bayat ekmekler
Fırında kalsaydım, diyor.
Kış geldi yine, pencereler
Elden geçmeli bir bir.
Gereksiz ısı kaybı nedir?
Anlattı öğretmenimiz teker teker.
Çabuk tükeniyor petrol zenginliğimiz.
Petrol demek, döviz demek.
Tüm ulusa karşı ödevimiz
Enerji tasarrufu için seslenmek. |
Enerji Tasarrufu Nedir?
Enerji tasarrufu,üretimde,konforumuzda ve iş gücümüzde herhangi bir azalma olmadan enerjiyi verimli kullanmak, israf etmemektir.Aynı enerjiyi daha azenerji kullanarak yapmaktır.
Bu yalıtımsız evde oturan aile;
Kış aylarında konforlu bir ısınma sağlayamadıkları,
daha fazla yakıt kullandıkları,
bunun için daha fazla para ödedikleri ve bacalarından çevreye o oranda daha fazla emis-
yon atıkları için endişeliler.

Bu yalıtımlı evde oturan aile;
Kış aylarını konforlu geçirdikleri,
Daha az yakıt kullandıkları,
Bunun için daha az para ödedikleri ve bacaların-
dan çevreye o oranda daha az emisyon attıkları
için mutlular.
Enerji tüketimimizin %82 ’si ısıtma için kullanılmaktadır. Isı yalıtım önlemlerinin alınması ile bu kayıplar azaltılabilir. Binaların yalıtımı ile %25 den %50’ye varan yakıt tasarrufu sağlanması mümkündür.
Verem Savaş Eğitimi Haftası
(Ocak ayının ilk haftası)
Verem Konusunda Genel Bilgi
İnsanların sağlığı için en tehlikeli hastalıklardan biri de veremdir. Verem hastalığına halk arasında ince hastalık, tıp dilinde tüberküloz denir. Bulaşıcı bir hastalık olan verem mikrobunu Robert Koch adında bir Alman doktoru bulmuştur. Onun için verem mikrobuna Koch Basili denir.
Bu mikrop insan vücuduna solunum ve sindirim yoluyla girer. Çabuk fark edilip önlem alınmazsa vücudu kemirir, zayıflatır. Ölüme neden olur.
Mikroplar hangi organa yerleşirse hastalık o organın adı ile anılır. Akciğer veremi, kemik veremi, gırtlak veremi, deri veremi, ilik veremi...gibi.
Verem, insandan insana, hayvandan insana geçer. En yaygın olanı akciğer veremidir. Tıp bilimi ilerledikçe verem mikrobunu yok edici ilaçlar yapıldı. İnsanları bu hastalıktan korumak için aşılar bulundu. Verem aşısına B.C.G. aşısı denir.
Verem aşısı ülkemizde ilk kez 22 Aralık 1952 tarihinde yapılmaya başlanmıştır. Bu aşıyı sağlık kuruluşlarında bütün insanlar ücretsiz olarak yaptırabilir. Zaman zaman kent, kasaba ve köylerde B.C.G. aşı kampanyaları açılır, aşı yapılır. Bu aşı okullarda öğrencilere de uygulanır. B.C.G. aşısı yapıldığında verem mikropları vücudumuza girse de bizi hasta etmezler. Son yıllarda verem hastalığı ile yapılan savaş başarıya ulaşmış, hastalık önemli ölçüde azalmıştır.
Yurdumuzda veremle savaşmak, kişilerin vereme yakalanmasını önlemek, hasta olanları sağlığa kavuşturmak amacı ile Verem Savaş Dernekleri kurulmuştur..verem Savaş Dernekleri; halkı verem tehlikesine karşı uyarır. Onları bu konuda aydınlatır. Hastalanmamak içi neler yapılması, nelerin yapılmaması konusunda bilgi verir. Veremli hastaların sanatoryum denilen verem hastanelerinde iyileştirilmelerini sağlar. Ayrıca zayıf yapılı, kolaylıkla vereme yakalanabilir kişilerin prevantoryum denilen dinlenme yerlerinde bakımlarına yardımcı olur.
İstiklal Marşı'nın Kabulü ve Mehmet Akif Ersoy'u Anma Günü
(12 Mart)
İstiklal Marşı Nedir?
İstiklal Marşı, Türkiye Cumhuriyeti'nin ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin milli marşıdır.
Sözleri Mehmet Akif Ersoy'un bestesi Osman Zeki Üngör'ündür. 12 Mart 1921'de TBMM tarafından Türkiye Cumhuriyeti'nin, Milli Marşı olarak kabul edildi.
İstiklal Harbi'nin en heyecanlı günlerinde toplumu biraraya getirici ve ortak duygularını canlandırıcı bir milli marş gereksinimini gidermek amacıyla Maarif Vekaleti, 1921'de bir güfte yarışması düzenledi. Bu yarışmaya 724 şiir katıldı. Kazanan güfteye para ödülü konduğu için önce yarışmaya katılmak istemeyen Mehmet Akif, Maarif Vekili Hamdullah Suphi'nin ısrarı üzerine Kahraman Ordumuza adadığı şiirini yarışmaya soktu. TBMM'nin 12 Mart 1921 tarihli oturumunda Mehmet Akif'in şiiri milli marş olarak kabul edildi.
Şiirin bestelenmesi için açılan ikinci yarışmaya 24 besteci katıldı. 1924 yılında Ankara'da toplanan seçici kurul, Ali Rıfat Çağatay'ın bestesini kabul etti. Bu beste 1930 yılına kadar çalındıysa da 1930'da değiştirilerek Cumhurbaşkanlığı Orkestrası Şefi Zeki Üngör'ün 1922'de hazırladığı bugünkü beste yürürlüğe kondu.
Marşın armonilemesini Edgar Manas, bando düzenlemesini İhsan Servet Künçer yaptı. Şiir 9 dörtlük ve 1 beşlikten oluşur. İlk iki dörtlük İstiklal Marşı'nın güftesi olarak söylenir.
İstiklal Marşı
Korkma sönmez bu şafaklarda yüzen al sancak;
Sönmeden yurdumun üstünde yüzen en son ocak.
O benim milletimin yıldızıdır, parlayacak;
O benimdir, o benim milletimindir ancak.
Çatma; kurban olayım, çehreni ey nazlı hilâl
Kahraman ırkıma bir gül, ne bu şiddet, bu celâl?
Sana olmaz dökülen kanlarımız sonra helâl...
Hakkıdır, hakka tapan, milletimin istiklâl
Ben ezelden beridir hür yaşadım, hür yaşarım.
Hangi çılgın bana zincir vuracakmış şaşarım!
Kükremiş sel gibiyim; bendimi çiğner aşarım;
Yırtarım dağları, enginlere sığmam, taşarım.
Garbın afakini sarmışsa çelik zırhlı duvar,
Benim iman dolu göğsüm gibi serhaddim var.
Ulusun, korkma! nasıl böyle bir imanı boğar,
Medeniyet! dediğin tek dişi kalmış canavar?
Arkadaş! yurduma alçakları uğratma, sakın.
Siper et gövdeni, dursun bu hayasızca akın.
Doğacaktır sana vadettiği günler hakkın.
Kim bilir belki yarın... belki yarından da yakın.
Bastığın yerleri «toprak!» diyerek geçme, tanı:
Düşün altındaki binlerce kefensiz yatanı.
Sen şehid oğlusun, incitme, yazıktır, atanı:
Verme, dünyaları alsan da, bu cennet vatanı.
Kim bu cennet vatanın uğruna olmaz ki feda?
Şüheda, fışkıracak, toprağı sıksan şüheda!
Canı, cananı, bütün varımı alsın da hüda,
Etmesin tek vatanımdan beni dünyada cüda.
Ruhumun senden, ilahi şudur ancak emeli,
Değmesin mabedimin göğsüne namahrem eli.
Bu ezanlar - ki şahadetleri dinin temeli-
Ebedi yurdumun üstünde benim inlemeli,
O zaman vecdile bin secde eder - varsa - taşım.
Her cerihamdan, ilâhi boşanıp kanlı yaşım,
Fışkırır ruhu mücerret gibi yerden naşım;
O zaman yükselerek arşa değer belki başım.
Dalgalan sen de şafaklar gibi ey şanlı hilâl!
Olsun artık dökülen kanlarımın hepsi helâl.
Ebediyyen sana yok, ırkıma yok izmihlal:
Hakkıdır, hür yaşamış, bayrağımın hürriyet;
Hakkıdır; hakka tapan, milletimin istiklâl.
Mehmet Akif ERSOY
|
|
|
|
|
|
|
Bugün 7 ziyaretçi (9 klik) kişi burdaydı! |
|
|
|
|
|
|
|